Meditasyon nedir, gelin bu yazımızda bunu inceleyelim. Herkes evinde dingin bir ruh haline kavuştuğunda çok rahat bir şekilde meditasyon yapabilir.
Meditasyon yapılarak sadece kişi iç alemi ile bağlantı kurmaya çalışır. İç aleminde neler olup bittiğini anlamaya başlamanın en güvenli yolu meditasyondur. Fakat meditasyon kavramı son derece çarpıtılmış anlaşılmaz bir hale getirilmiştir. Bunun nedeni meditasyonun ne olduğunu kavrayamayan insanların internet başta olmak üzere çeşitli reklam çalışmaları yaparak kendilerini guru ilan etmesidir.
Aslında bu durum, insanların enerjilerine yön vermeye çalışmalarından kaynaklanıyor. Meditasyonun gerçekten kavrayan insanlar guru olma hevesine kapılmadan bu işi sessiz sedasız yapmaya devam ediyorlar. Onlara, neden insanları aydınlatmıyorsunuz diye sorulduğunda, “ evren bilgedir, her şey zaten olacağına varacaktır!” klasik cevabını verirler.
Bu Yazımızda Neler Var :
Meditasyon Gerçek Bir İhtiyaç Mıdır?
Meditasyona gerçekten ihtiyacımız var mı sorusu akla gelebilir. Adına meditasyon veya başka ne isterseniz o ismi verebilirsiniz, insanın kendi iç alemine dönmesi bu yaşamdaki amacını bulması, bütün insanların en temel görevi olduğu için bu tip bir iç aleme yönelişi ihtiyaç vardır. İç aleme yönelişin tek yolu meditasyon mudur sorusu sorulabilir.
Meditasyon 4.000 yıldır güvenle uygulanan ve hala geçerliliğini sürdüren bir araç olması nedeniyle bize bu kapıyı arayabileceğinden, cevap evet, meditasyon bunun en iyi yollarından biridir diyebiliriz. Meditasyon herhangi bir dini ritüel değildir.
Sadece kişinin tek başına sessiz bir yere çekilerek huzur içinde iç sesini dinlemeye çalışmasıdır. Bu uygulamayı, parlak elbiseler giyerek renkli minderlere oturarak veya tütsüler yakarak bir şablona yerleştirme çabası içine girenler meditasyonun iç yüzünü kavrayamamış olanlardır. Meditasyon yapmak için bu dışsal düzenlemelere ihtiyaç yoktur.
Tek ihtiyaç dingin bir ruh hali sessiz bir ortam, ve mümkünse dış uyarılardan mümkün olduğunca sizi uzaklaştıracak loş, huzurlu bir ortam oluşturmak yeterlidir. Bu makalede meditasyonun nasıl yapılacağı konusuna da değinmek istiyoruz. Meditasyonu idrak edebilmek için zihnin yapısını anlamak gerekiyor.
Zihnin Doğası
Zihnin fonksiyonlarını yüzeysel de olsa kavramak gerekiyor. Zihin; bu dünyada yaşamamızı alışveriş yapmamızı para biriktirmemizi, ev araba almamızı, planlar yapmamızı sağlayan bir araçtır. Ancak zihnin sadece bir araç olduğunu ve onun bir efendi olmadığını idrak etmemiz gerekiyor.
Zihnimizin nasıl çalıştığına gelince; sürekli olarak bizi ya geçmişe götürmeye çalışmaktadır ya da geleceğe sürüklemeye çalışmaktadır. Geçmişteki Hatalarımızı yeni senaryolar yaratarak kapatmaya çalışarak bizi rahatlatmaya yönelmesi aslında yararımıza olan bir durum değildir.
Geçmişte yaptığımız bir hata geri döndürülemezdir, insanın bunu kabul edecek olgunluğa erişmesi gereklidir. İnsanların geçmiş zamana hükmetme geçmiş zamanı değiştirme gücü yoktur! Bu yüzden zihnin bu çabasının da hiçbir yararı yoktur.
İkinci olarak zihnimiz bizi geleceğe sürüklemek istemektedir. Gelecekte çok rahat yaşamamızı sağlayacak planlar yapar ve bizi bu planları gerçekleştirmek için teşvik eder. Fakat bireysel planlar Evrensel planla çakıştığı zaman hiçbir niyet, plan program gerçekleşmez.
Tüm bunların yanında zihin ise evrenin planlarını hiç umursamadan tamamen egoya hizmet edecek şekilde bireyin bütün çıkarlarını ön plana alarak, evrenin hayrını gözetmeden planlarını kurmaya devam eder.
Bizler, geçmiş ile gelecek arasında sıkışmış sadece şimdiki zaman olan -an- adı verilen zaman dilimi içerisinde hareket etme özgürlüğüne sahibiz. Bir saniye geçmişi kontrol edemeyeceğimiz gibi bir saniye sonrasını da kestiremeyiz. Yani her iki zaman diliminde tasarrufta bulunmak bize kapalıdır.
Esasında bütün yaşam tek bir andır, ve gerçekten yaşadığımız zaman dilimi şimdiki zamandır. Geçmişteki bütün zaman dilimleri şimdiki zaman tünelinden geçmiş, gelecekteki bütün zaman dilimleri ile şimdiki zaman tünelinden geçecektir.
Biz tam olarak şimdiki zaman tünelinin ortasında bekliyoruz. Fakat zihnimiz bu bekleyişte büyük bir huzursuzluk yaşadığı için, yapısı gereği ya geçmişe kayar ya da geleceğe kaymak ister. Zihin şimdiki an içinde huzursuz olur. Oysa biz insanların tek gerçek yaşam zamanı şimdiki andır.
Meditasyon uygulamasında kişi nefesine odaklanarak ya da önündeki herhangi bir objeye odaklanarak bütün varlığını şimdiki anda tutmaya çalışır. Bunu yapmasının sebebi zihin adı verilen engeli ortadan kaldırmak ve kendi öz varlığına ulaşmaktır. Meditasyon basit bir araç olarak bunu sağlayabilir. Meditasyonun bütün esprisi kişiyi an içinde tutarak, öze ulaşmayı kolaylaştırmaktır.
Meditasyon Aracı ile Öze Ulaştığımızda Ne Olacak?
Zihnimiz bize yardım ediyor gibi görünse de esasında sadece bir program olarak, kendine yardım eder ve bedenimizi hedeflerine ulaşmak için araç olarak kullanır. İradesi zayıf olanlarda RUH arka planda kalır ve sorumluluklarını yerine getirmez. Bunun en güzel örneği şöyle açıklanabilir; ölmek üzereyken zihinde hala geleceğe ait umutlar planlar mevcuttur.
Zihin kişinin ölmek üzere olduğunu umursamadan, Plan ve programlarına devam eder. Yani zihin, bireyin özdeş parçası değildir. Ta ki ruh arka planda, yönetimi devralarak gerçekle yüzleşene kadar bu durum devam eder. Fakat iş işten geçmek üzeredir.
Kişi bedenin aslında ruhun bir aracı olduğunu, zihnin ise, yaşamı kolaylaştırıcı bir yardımcı program olduğunu tam olarak algıladığında, ölüm döşeğinde olduğu için bu dünyada asıl yapması gereken bir şeylerin farkına varsa bile bunları yapamayacaktır.
Binyıllar öncesinden Uzak doğu bilgeleri tarafından söylenen ” ölmeden önce ölmek” kavramı Tam da bu ruh halinin, sağlıklı ve güçlü iken elde edilmesi gerektiğine ilişkindir. Ölmek üzere olan bir insanın, bir şeyleri iyi yönde değiştirme gücü de yoktur, dolayısıyla bu son dakika farkındalığın da bir anlamı olmaz. İş, genç ve kuvvetli iken bunun farkına varmaktır.
Meditasyon Çalışmalarının Amacı Nedir?
Meditasyon çalışmalarının amacı, zihnin efendi olma statüsünden çıkarılarak, Öz varlığımızın veya ruhun yönetimi ele alması ve bu dünyadaki gerçek amacının ortaya çıkarılması, ve yetenekler çerçevesinde her kişinin bu evrende süreceği hayat boyunca iyilik güzellik yardımlaşma merhamet sevgi kavramlarının hakkını verecek şekilde eylemlerde bulunması amaçlanmaktadır.
Kişi bu dinginliğe ulaştığı zaman, tam bir bilge haline gelir. Kişi bu dünyaya neden geldiği sorusunun cevabını dışarıdan değil içeriden öğrenmeye başlar. Aslında bütün bilgi içeride saklıdır ancak çoğunlukla insanlar iç kaynağı yönelmedikleri, ya da bundan korkutuldukları için sadece belli zamanlarda güçlü sezgiler alarak bu kaynaktan istifade edebilmektedirler.
Büyük ressamlar büyük şairler, büyük dehalar bu sezgilerden beslenerek ortaya çıkarlar. Geçmiş ve gelecekteki tüm olmuş ve olacak olayların, düşüncelerin toplandığı kozmik bir bilgi okyanusu vardır, bu okyanustan bilgi alabilmenin de iki yolu vardır. Sezgiler ve rüyalar… Bunun tarihte milyonlarca örneği var.
Tesla bir elektrik mühendisi olduğu halde, onun zamanında henüz Alternatif akım motoru yoktu. Şablonu da ortada yoktu. Ama Tesla, bir bankta otururken bu konuyu çok düşündüğünden olacak, frekansı tutturmuş ve bilmeden sezgi kanalını açmayı başarmıştı. Bunun sonucunda zihninde bir alternatif akım motorunun tüm detayları canlanıverdi.
Sonuç, insanlığı hızla ileriye taşıyan bir elektrik devrimi oldu. Tesla’nın özel olarak mı seçildiği konusu tartışmalıdır. Ancak tartışmalı olmayan konu şudur; bir problem üzerinde gece gündüz çalışan biri, önünde sonunda o problemin cevabını bulabileceği bir işaret alacaktır. O kozmik bilgi havuzundan gerekli imajlar, onun zihnine gönderilecektir.
Astral Gizemler
Galaksimiz, sonu olmayan uzayımız, sınırsız sayıda gezegenler bizi, işin alt planında daha farklı güçlerin ve mekanizmaların işlediği sezgisine yöneltiyor ve görünen tek yaşam formunun dünya olması, zihinleri şüpheye düşürüyor.
Başka gezegenlerin yaratılış oluş amaçlarının ne olduğu gizemli bir konudur ve sadece hayatını bunu çözmeye adayanlara sınırlı olarak açılabilir. Bu bilgi idrakin sınırlı olması nedeni ile sınırlı olacaktır. Ancak evrende varlığını sürdüren tek canlının insan, bitki, hayvan, bakteri ve virüs topluluğu olmadığı er ya da geç anlaşılacaktır.
Adına cin, peri, melek, ruh adını verdiğimiz varlıkların da bir başka boyutta yaşamlarını sürdürdüklerine ilişkin son yıllarda hem bilimsel hem de bilimsel olmayan araştırmalar var. Bu araştırmalardan biri de Dr. Michael Newton’un yazdığı ruhların yolculuğu isimli eserinde yer alıyor.
Meditasyon ve Kitaplar
Dr. Michael Newton, deneklerini derin bir transa sokarak süper bilinç kademesine çıkarıp, ruhlar alemindeki durumlarını anlattıkları ses kayıtlarını kitaplaştırdı. Bir başka örnek ise Doleres Cannon tarafından yapılan aynı çalışmaların konu edildiği bir kitaptır.
Türkiye’de ise Dr. Bedri Ruhselman tarafından kaleme alınan “ilahi nizam ve kainat” isimli eserse, astral alemler ve içindeki varlıkların durumları ele alınıyor. Kainatın bir çok gizemine de açıklama getiriliyor.
Bir diğer kitap ise, Paramahansa Yogananda tarafından kaleme alınan “ Bir Yoginin Otobiyografisi” Türkçe tercümesi yapılan eserdir. Astral gizemlere meditasyon ile ulaşılabileceği gibi, bu kitaplar okunarak belli bir sezgi kazanılabilir. Kazanılan sezgi, gizemlerin çözülmesinde yol gösterici olacaktır.
Bir Cevap Yaz